NAFAKA NEDİR? / NAFAKA TÜRLERİ NELERDİR?
Nafaka, boşanma veya ayrılık sonrasında bir tarafın diğer tarafa belli bir süre maddi destek sağlamasını ifade eder. Bu maddi destek, genellikle boşanma ile haksızlık oluşmasını önlemek ve ekonomik olarak taraflar arasındaki dengeyi korumak amacıyla verilir. Nafaka, ülkeden ülkeye ve durumdan duruma farklılık gösterebilir.
Yoksulluğa düşecek eşe bağlanan nafakada kusur şartı aranmaz. Yani yoksulluğa düşecek eşe, nafaka bağlanması için nafaka yükümlüsünün kusurlu olması şart değildir. Ancak, nafaka alacak eşin boşanmaya yol açan olaylarda kusurunun daha ağır olmaması gerekir. Bu durum Türk Medeni Kanunu’nun 175. Maddesinde; “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.” şeklinde tanımlanmıştır. Belirtmek gerekir ki nafaka sadece kadınlara değil, ekonomik gücü daha düşük olan erkeklere de bağlanabilir.
Hukukumuzda boşanmadan kaynaklanan 3 çeşit nafaka türü vardır.
- Tedbir Nafakası,
- Yoksulluk Nafakası,
- İştirak Nafakası
1)TEDBİR NAFAKASI:
Tedbir nafakasının en önemli özelliği geçici nitelikte bir koruma sağlamasıdır. Tedbir nafakası, boşanma davası devam ederken istenebilen bir nafaka türüdür. Hâkim, eşlerin mal varlıkları ve ekonomik güçlerini araştırdıktan sonra, maddi olarak güçsüzlüğe düşecek tarafa tedbir nafakası ödenmesine karar verebilecektir. Tedbir nafakası davanın herhangi bir aşamasında taraflar talep edebilecektir. Tedbir nafakası mahkeme tarafından ara karar ile verilir. Hâkim tedbir nafakasına hükmederken eşitlik ilkesini gözetmektedir. Hâkim kadın-erkek olarak bir ayrıma gitmeyip, mali gücü zayıf olan, nafakaya ihtiyaç duyan kişi kimse, onun lehine olacak şekilde bu nafakanın ödenmesine karar verir. Tedbir nafakasına hükmedilmesi sırasına ihtiyaç duyan eşin kusur durumu araştırılmaz. Yani tedbir nafakası daha ağır kusurlu olan tarafa da boşanma davası süresince verilebilir. Tedbir nafakası, boşanma kararının kesinleşmesine kadar devam eder.
2) YOKSULLUK NAFAKASI:
Yoksulluk nafakasında hâkim, eşlerin ekonomik durumlarını araştırıp buna göre karar verir. Burada kusur durumu önem arz etmekte olup, tarafların eşit kusurlu olması veya nafaka yükümlüsünün hiç kusurunun olmaması durumunda hâkim yoksulluk nafakasına hükmedebilecekken, yoksulluk nafakası talep eden tarafın, diğer taraftan daha ağır kusurlu olması durumunda ise nafaka talebi reddedilecektir. Yoksulluk nafakasını talep edilmek için nafaka talep eden eşin boşanma ile yoksulluğa düşecek olmasıdır. Gerçekten yoksulluğa düşmeyecek, kendi malvarlığı ve geliri ile hayatını devam ettirebilecek taraf yoksulluk nafakası talep edemeyecektir. Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için, yoksulluk nafakasını isteyen tarafın talepte bulunması gerekmektedir. Zira hâkim yoksulluk nafakasına tarafların talebi olmadan, kendiliğinden karar veremez. Yoksulluk nafakası talebi, boşanma davası devam ederken ileri sürülebileceği gibi, boşanma davasından ayrı olarak da ileri sürülebilmektedir.
Dikkat edilmesi gerekir ki boşanma davasından sonraki süreçte ayrı bir dava ile talep edilecekse, yoksulluk nafakasının zamanaşımına uğramaması için, Türk Medeni Kanunu’nun 178. Maddesine göre boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içerisinde talep edilmesi gerekmektedir.
3)İŞTİRAK NAFAKASI:
Boşanma davasında verilen boşanma kararı ile, müşterek çocuğun velayeti kendisine bırakılmayan eşin, velayet bırakılan eşe, müşterek çocuğun bakımı, eğitimi ve diğer giderleri için ödemesi gereken paradır. Burada esas olan müşterek çocuğun bakımı olduğu için eşlerin kusur durumunun hiçbir önemi yoktur. Türk Medeni Kanunu’nun 329. maddesinde iştirak nafakası talep edebilecek kişiler sıralanmıştır. Söz konusu maddede bu durum; “Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir. Ayırt etme gücüne sahip olmayan küçük için gereken hâllerde nafaka davası, atanacak kayyım veya vasi tarafından da açılabilir. Ayırt etme gücüne sahip olan küçük de nafaka davası açabilir.” şeklinde düzenlenmiştir. İştirak nafakası kural olarak çocuğun 18 yaşını doldurması, evlenmesi ya da TMK m.12 göre mahkeme kararı ile ergin kılınması sureti ile son bulur.
Nafakanın ödenmemesi durumunda ise cebri icra ile tahsili yoluna gidilebilir. Kanun koyucu nafakanın tahsilini kolaylaştırmak için bazı tedbirler düzenlemiştir. Mahkeme kararı ile hükme bağlanan nafakanın ödenmemesi halinde icra takibi başlatılabilir ve icra takibi ile de sonuç alınamaması halinde nafaka yükümlüsünün şikayet edilmesiyle birlikte 3 aylık ödenmeyen nafaka tutarı nedeniyle tazyik hapsine tabii tutulması gündeme gelebilir.